16 Mayıs 2009 Cumartesi

Zıkkımın Kökü


Türk Sineması’nın en önemli yönetmenlerinden Memduh Ün’ün imzasını taşıyan, Macit Koper’in senaryosunu kaleme aldığı “Zıkkımın Kökü”, ünlü yazar Muzaffer İzgü’nün hayat hikâyesinin özelinde etkileyici bir Türkiye portresi çiziyor.

Küçük Muzo (Emre Akyıldız), yoksul bir ailenin çocuğudur. Adana’da bir gecekonduda, annesi, trahomlu ağabeyi ve işsiz babasıyla (Menderes Samancılar) birlikte yaşamaktadır. Muzo, mahallede darı satarak, ev kirasını bile karşılayamayacak kadar büyük bir sıkıntıya düşen ailesine katkıda bulunmaya çalışır. Balonları çok seven, ama parasızlıktan onlara sahip olamayıp baloncuların peşine takılarak düşler kuran Muzo’nun çocuk yüreğinde asıl tutku sinemadır. Eski film parçalarını birbirine ekleyerek, tahtadan yapılmış bir oyuncak göstericiyle, mahalle arkadaşlarına ‘sinemacılık’ yapar. Muzo’nun günlük hayatında değer verdiği yerlerden biri de kütüphanedir. Kütüphanecinin verdiği kitaplarla hayal ve düşünce dünyasını zenginleştirip, duyarlı bir insan olma yolunda sağlam adımlar atar.

Aradan 10 yıl geçmiştir. Sevimli bir delikanlı olan Muzo, yeni komşularının kızına âşık olur. Bu sevdanın sonunda evlilik gündeme gelse de Muzo’nun seçimi farklı olacaktır.

15 Mayıs 2009 Cuma

Sinek


Seth Brundle, karizmatik bir karakteri olan, hafif çılgın bir bilim adamıdır. Kadın gazeteci Veronica Quaife, maddenin teleportasyonu yani ışınlanma üzerinde çalışan bu genç dahiyi haber konusu yapmıştır. Genç kadın Brundle'ın ilk defa bir canlıyı ışınlamayı başardığı zafer anına şahit olur. Ancak ışınlanma modülüne Brundle ile birlikte girmiş olan küçücük bir sinek, herkesin gözünden kaçmıştır.

Genç bilim adamı ve güzel gazeteci arasında gelişen duygusal yakınlaşma, kısa süre içinde Brundle'da gelişen ruhsal ve fiziksel farklılıklar tarafından gölgelenecektir. Brundle'ın moleküler yapısının bir sineğinkiyle birbirine karışmış olduğu anlaşıldığında, iki sevgilinin gözleri önünde gerçekleşen acı verici trasformasyon süreci, zamana karşı bir yarışa dönüşür.


Antalya'da Dersaneler Birliğinin düzenlediği yarışmanın kazanılmasıyla borç batağından kurtulan İstanbul Özlem Dersanesi İstanbul'daki binasına dönerek eğitimine devam etmeye başlar. Bu sırada Kerem ve Özlem Londra'daki bir üniversitenin burslu öğrencileri olmaya hak kazanarak ayrılırlar. Aynı zamanda Antalya'daki başarılı uygulama sayesinde birçok yeni öğrenci dersaneye kayıt yaptırır. Bunların biri de ünlü pop şarkıcısı Berksan'dır. Aylar geçer, üniversite sınavına bir ay kala yine Hadi Hoca'nın fikriyle eğlenmek, sınav stresinden uzaklaşmak, bol oksijen tüketmek ve hızlandırılmış kurslara devam ederek sınava hazırlanmak üzere nehirlerin, şelalelerin olduğu bir doğa cennetinde kampa girilmesine karar verilir.


Filmde Jim Carrey, kendi kendine yardım programına yazılan Carl Allen adlı bir adamı canlandırıyor. Söz konusu program tek ve basit bir ilkeye dayanmaktadır: Her şeye “evet” demek. İlk başta, evet gücünü açığa çıkarmak Carl’ın hayatını inanılmaz ve beklenmedik biçimlerde değiştirir, ama çok geçmeden anlar ki hayatını sonsuz olasılıklara açmanın bazı olumsuzlukları da olabilmektedir.


Eğer Hikayeyi Bildiğini Düşünüyorsan Adamı Hiç Tanımıyorsun Ünlü hip-hop yıldızı Curtis “50 Cent” Jackson, başarılı yönetmen Jim Sheridan’ın yönettiği bu sert kent dramasıyla ilk defa beyazperdede! Neredeyse öldürücü bir silahlı çatışmanın ardından Marcus (“50 Cent”), bir rap şarkıcısı olarak başarı kazanmadan önce Bronx’da var olmak için eski bir mahkum olan arkadaşıyla birlikte uyuşturucu ticaretine başladığı yıllara geri döner.


Çanakkale 11. Er Eğitim Tugayı'nda askerliklerini bedelli olarak yapmakta olan bir grup askerin 28 günde başından geçen hikayeleri anlatmaktadır. 17 Ağustos deprem felaketi sonrasında deprem mağdurlarına para toplamak amacıyla özel bir kanunla çıkan 'bedelli askerlik' hakkı, dünya'nın ve Türkiye'nin dört bir yerinden gelen bir sürü asker kaçağını Çanakkale'de buluşturur.Farklı kültürleri, sınıfları temsil eden insanlar, önceleri 28 günlük bir tatil olarak algıladıkları bu askerlik sürecinin hiç ummadıkları gibi geliştiğini görürler ve savaş ile burun buruna gelirler.Normal hayatta karşılaşılması imkansız olan 'kelli felli' erlerin yatılı okul günlerine dönmesi, gerçek hayatta taşıdıkları kimliklerinden sıyrılıp, üzerlerine giydikleri tek tip kıyafetlerle gittikçe çocuklaşmaları ve arkadaşlıklarını konu alan film, dışarıda bırakılan medyatik sevgililer, askerliğin geçtiği taşrada doğan aşklar ve canlanan eski sevgilerle eğlenceli bir serüven yaşatacak.


Nick Nolte bir polis, Eddie Murphy bir mahkum. Birbirlerinden hiç hoşlanmadıkları aşikar. Ancak birbirlerine çok ihtiyaçları olduğu da. Ve hiç ummadıkları bir yerdeler; müthiş bir macerada, aynı tarafta. 48 saat için olsa da...


Bir grup bilim adamı, okyanusta izole edilmiş bir araştırma ensitüsünde Alzheimer hastalığınına çare arar. Bunun için bir tür köpek balığı kullanılır... Ama hesaplanmayan birşey varsa, balığın zekasının ileri boyutlara ulaşmasıdır.


garip bir davet alan 5 kişi bir evde toplanırlar. davetiyede bir eve gelmeleri ve evde bir gece geçirmeleri yazmaktadır bunu başaran ise 1 milyon dolar alacaktır. ama davetlilerin bilmedikleri b,r şey vardır davet edildikleri bu ev psikopat Dr. Vanacountdan başkasına ait değildir.


Soğuk savaş dönemi casus romanlarıyla ünlü olan John Le Carre'ın aynı isimli romanından uyarlanan kara mizah türündeki casusluk filminde Pierce Brosnan Panama'ya sürgüne gönderilen Andy Osnard adlı oldukça etkili bir İngiliz gizli ajanını canlandırmakta. Andy Osnard Panama'ya sürgüne gönderilir ama geri dönmeyi kafasına takan Andy orada boş duracak değildir. Panama'da ağzı iyi laf yapan Harry Pendel isminde ünlü bir terziyi tanımaktadır. Aslında eski bir dolandırıcı olan Harry artık Panama'nın en zenginlerinin terziliğini yapmaktadır. Andy ondan bölgedeki en son dedikoduları öğrenmek istediğinde, Harry eski kimliğinin açığa çıkmaması için kendi kafasında uydurduğu hikayeler ve olayları Andy'e anlatmaya başlar. Ama bir süre sonra Harry'nin hikayeleri kontrolden çıkar ve ülkenin kaderini etkileyecek olaylar zincirinin başlamasına neden olur.


Charles Barkley ve Patrick Ewing gibi NBA yıldızlarının yeteneklerini ele geçiren kötü yaratıklarla Looney Tunes kahramanları bir basketbol maçında karşı karşıya gelirler. Kahramanlarımız ünlü NBA oyuncusu Michael Jordan'dan yardım isterler. Dünyanın hatta evrenin bu en büyük basketbol devinin yardımıyla bakalım bu maçı alabilecekler mi? Bugs Bunny, bu yeni ve pahalı macerasında Nerdluck'lara karşı bir maçta mücadele etmek için dostlarını biraraya topluyor. Nerdluck'lar, dünyaya uzaydan gelmiş olan garip yaratıklar ve ele başları Swackhammer karanlık düşüncelere sahip. Swackhammer'ın amacı, Looney Tune'ları, kendi eski yerleşim merkezleri olan Moron dağına yollayarak dünyada egemenlik kurmak.. Bu yarı çizgi/yarı gerçek filmde Bugs Bunny ve NBA'li arkadaşlarının Nerdluck'lara karşı olan mücadelesini izliyoruz. Özellikle basket karşılaşması sahnelerinin heyecanıyla dikkat çeken yapımda Michael Jordan ve Stan Podolak başrolleri paylaşıyorlar.


Brooklyn doğumlu organizatör Steve Rubell ın yarattığı New York taki Studio 54 adlı gece klübü bazıları için eğlencenin dünya çapındaki adresi, bazıları içinse ulaşılması gereken ideallerin ilk basamağıdır Her biri kendilerine göre idealler taşıyan dört insan en büyük partilerde, Studio 54 ün parlak ışıkları ve kameraların bitmek bilmeyen hareketliliği içinde kendi yollarını bulmaya çalışmaktadırlar.


Hayatını gemilerde tayfalık yapıp geçiren Fikret, artık İstanbul’a demirleyip yerleşik bir yaşam seçer. Hayatı kendisinden öğrenen ve bir dediğini iki etmeyen saf arkadaşı Asım’la bir gün karşılarına çıkacak olan o büyük fırsatı umut ederek yuvarlanıp giderler. Yaşadığı semtteki kilisesinin papazı Artin’in Vatikan’a gitmesini fırsat bilen ve kilisenin nimetlerini kendi tezgahına uydurup geçinmeye devam eden Fikret ve can yoldaşı Asım’ın karşısına bir gün gerçekten hiç beklenmedik bir iş gelir. Fikret’i kilisenin papazı sanıp başlarına gelen sihirli bir olayın çözümü için bu sahte papazın çaresine başvuran aile; ne kendi başlarına geleceklerden haberdardır ne de sahte papaz Fikret, karşısına çıkacak olan büyük sürprizden haberdar.


1950'li yılların Amerika'sında, sakin ve sessiz bir hayat süren Whitaker ailesi Connecticut'ta herkesin imrendiği bir mutluluk çizmektedir. Ancak Cathy, eve erken geldiği bir gün inanılmaz bir manzara ile karşı karşıya kalır. Kocası Frank'i başka bir erkekle beraber odalarındaki yatakta yakalamıştır. Aralarında bu konuyu hiç konuşmayan ve hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam eden ikili, gitgide birbirlerinden uzaklaşmaya başlar. Kendini yalnız ve mutsuz hisseden Cathy bahçıvanları Raymond ile dostane bir ilişki geliştirir. Hem evli beyaz bir kadının bekar ve siyah bir erkekle yakın gözükmesi çevredeki insanların olumsuz tepkilerine yol açacaktır.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Döngel Karhanesi


Döngel adlı kerhanenin sahibi olan Bertan’ın (Metin Akpınar), Rus Mafyası aracılığı ile Rusya’dan getirdiği sermayelerin (!) ortadan kaybolmasıyla, mafyayla başı derde girer. Mafyanın istediği parayı ödeyebilmek için bankadan kredi alır. Ama geri ödeme zamanı geldiğinde borcunu ödeyemez ve banka geneleve el koyar.Bu acıyı hazmetmeye çalışan işletme sahibi ve çalışanları, gelen harika bir haberle eski neşelerine kavuşurlar: Ankara bankaya el koymuştur ve bankanın elinde olan işletmelerden birini, karlı hale getirip satmaya karar verir. Bunun için de, listede “Döngel Eğlence Tesisleri” adıyla yer alan kurum seçilir ve bu görev için vatanından başka bir şey düşünmeyen son derece dürüst Keskin (Ahmet Uğurlu) adlı bir yönetici atanır. Artık sermayeler ve Bertan devlet memuru, Döngel ise “Kârhane”dir. Ve “her şey vatan için”dir.Banka’nın tüm borçlarını ödeyecek olan “Döngel Kârhanesi”nde bundan sonra neler olacak? Keskin işin içinden nasıl çıkacak? Kızlar daha mı çok çalışacak? Kerhaneyi “Kârhane” sanan Ankara

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Güçlüler Bölgesi


Freddy Heflin , polislerin yaşadığı New York un hemen dışındaki küçük kasabanın şerifidir. herzaman onlara hayranlık duyan fakat onlardan biri olamayan Freddy bir kulağının sağır olması nedeniyle polis memurluğuna yetersiz görülmüş ve ancak şerif olabilmiştir polislerle kaynayan huzur ve güven dolu ortamda herşey toz pembedir. Bir gece, murray isimli genç polis eve dönerken iki gencin arabasını takibe alır Kendisine silah doğrultup ateş eden gençleri öldürür..Üç gün öncesine kadar bir kahraman olarak tanınan Murray artık zan altında kalmıştır çünkü öldürdüğü ikilinin yanında silah bulunmamıştır. Bu kasabayı yöneten polislerden biri olan Ron olayı örtbas etmek için çalışmalara başlar. Bu olaydan sonra iç ilişkiler departmanından Moe kasabaya araştırmaya gelir ve Freddy den yardım ister.

12 Mayıs 2009 Salı

Herbie: Tam Gaz


Ailenin kolejden mezun olan tek üyesi olan Maggie Peyton güzel bir hediyeyi hak eder. Ayaklarını yerden kesecek bir araba! Ama babasının maddi durumu son modelleri almaya yetmeyince eskiler arasından bir seçim yapması gerekir. Altmışlı yılların en popüler markası olan kaplumbağalardan biri artık onundur. Bir arkadaşının yardımıyla arabasını yepyeni yapan Maggie bazı şeylerin normal olmadığını anlar. Arabasının bir ruhu vardır.

1969’da The Love Bug’la beyazperde serüvenine başlayan aşk böceği Herbie, 74’te Herbie Rides Again, 77’de Herbie Goes Monta Carlo ve 80’de de Herbie Goes Bananas ile sinema macerasına devam etmişti. Uzun bir aradan sonra sevimli kaplumbağa tekrar beyazperdeye dönüyor.


Bu, birbirine umutsuzca aşık olmuş iki insanın bir panayırda geçen hikayesidir. Panayırın yakınındaki inşaatta çalışan Cemal ile, bulunduğu her panayırda çalışan gezgin şarkıcı Nurşen’in hikayesi.

İkisi de bir yere kök salamayan, rüzgar nereden eserse oraya savrulan insanlar. Her ne kadar renkli ve eğlenceli bir hayat olduğu sanılsa da, panayırda çalışmak hiç de göründüğü gibi değil.

“Hazan Mevsimi” kendi tarzındaki yerel dili çok iyi kullanan ve titizlikle kaleme alınmış bir modern çağ peri masalı...


Bedeni tamamen eritilmiş olan bir kafatası bulunur.Bu bulunan dördüncü kafatasıdır.Yeniden yüz yapılandırması dışında kurbanı bulabilmenin başka bir yolu yoktur.Ulusal Bilimsel Araştırmalar Enstitüsünde bir patoloji uzmanı olan Hyun-Min, enstitüden ayrılmaya karar verir.Sağlık durumu gün geçtikçe kötüye giden kızını kurtarmak onun için daha önemlidir.Bir gün evinin kapısına Sun-young adında bir araştırmacı dördüncü kafatası ile çıkagelir.Ancak Hyun-Min işi kabul etmez. Her ne kadar reddetmiş olsa da Sun-young kafatasını orada bırakarak gider.Tuhaf bir şekilde kafatası geldikten sonra, Hyun-Min kabuslar ve imgeler görmeye başlar.Bu arada polis, tüm kurbanların Beta-alerji hastaları olduğunu ve kalbin kurbanlardan birine ait olduğunu ve cinayetlerin kalp nakilleri ile bağlantısı olduğunu ortaya çıkarır. Hyun-min kızına nakledilen kalbin kurbanlardan birine ait olduğunun farkına varır ve kafatası üzerinde çalışmaya başlar. Sun-young''un yardımıyla sonunda yüzü yeniden yapılandırır. Ancak kurbanın kimliği açığa çıktığında, Hyun-min''i daha derin kabuslar beklemektedir. Bir başka ceset daha vardır...


New York’taki bir barda kulakları sağır eden bir gürültü duyulur, bardaki kargaşa sırasında davetliler merdivenden aşağıya kaçmaya çalışırken New York caddelerini alev alev yanan yıkıntı ve enkazlar kaplar. Ardından Manhattan tarafında şiddetli bir patlama olur, Özgürlük Heykelinin kafası tıpkı dev bir top güllesi gibi caddeye çarpar. New York’a düzenlenen bir canavar saldırısına tanıklık eden insanların öyküsü.


Lanetli koridolrlar, ürkütücü sınıflar ve efsanevi asılma olayları... Rogers Lisesi' nin tarihinde olanların şeytani boyutunu kimse tam olarak bilmemektedir. On yıl önce aşırı alay edilen ve kızdırılan Ahel Frye adlı bir öğrenci bu duruma dayanamamış ve kendisini asmıştır. kendini astığı köşe hala okulun en korkulan noktası olma özeliğini korumaktadır. Okulda tuhaf olaylar olmaktadır. Gerek öğrenciler,gerekse öğretmenler Ahel Frye'in ruhunun pençesindedirler.


kate ünlü bir hollywood yıldızıyla tanışmak için yola çıkar fakat bindiği metro bir tünelde aniden durur ve onu mutsuz olaylar beklemektedir bir katilin pençesine düşer ve onu farelerle dolu bir yere kapatır bu katil öldürdüğü kurbanların etlerini farelere yedirir bakalım bu tünelden çıkabilecekmi


Süper kahramanların sıradan kabul edildiği bir dünyada geçen Sky High, The Commander (Kurt Russell) ve Jetstream (Kelly Preston) isimli, şöhret olmuş iki kahramanın 'güçleri olmayan' oğulları Mike'ın hikayesini anlatıyor.

Mike lise çağına gelince soluğu kahramanların lisesi Sky High'da alır. Gelin görün ki, süper güçleri olmamak yeterince kötü değilmiş gibi, Mike, bir de, süper kahramanların değil de yardımcı karakterlerin sınıfına düşer.

Kısa zamanda toparlanan Mike, kendi güçlerini kullanmaya başlar. Hem ailesinin yüzünü kara çıkarmaz hem de okuluna yaklaşmakta olan bir tehlikenin karşısına geçer. Kahramanlığını kanıtlaması biraz zaman alsa da sonucun mükemmelliğinden herkes memnun kalacaktır.


Bir festival esnasında şeytani bir Asyalı çete yetişkin bir fille birlikte yavru bir fili kaçılır. Onları Avustralya'da Sidney'e götürür. Kham da fillerin peşinden Avustralya'ya, hiç bilmediği bu yabancı ülkeye gider ve her şeye rağmen filleri kurtarmaya çalışır.


King Neptune'ün tacı çalınınca, Bikini Bottom'da her şey alt üst olur. Tüm deliller, suçu Mr. Krabs'ın işlediğini göstermektedir. Buna inanmayan Sponge Bob, en yakın dostu Patrick'i de yanına alarak, Shell City'ye gitmek üzere yola çıkar. Çalınan tacı zamanında bulup geri getirirse Mr. Krabs'ı da kurtaracaktır...

Nickelodeon'un sevilen çizgi filmi uzun metraj serüveniyle beyazperdede.


Çok eski bir Rus uydusunun, dünya yörüngesinden çıkacağı haberi gelir. NASA'nın mühendisleri bu konuda hiçbir şey yapamaz. Derken akla, yol bulma sistemlerinin yaratıcısı olan emekli Hava Kuvvetleri pilotu Frank Corvin gelir.


Bob Fosse'nin otobiyografik filmi gösteri dünyasının içinden bir yapıt. Ünlü yönetmen-koreograf Joe Gideon (Roy Scheider) Broadway'in zirvesinde. Ama işine bağlılığı özel hayatını gittikçe yok etmekte ve Dexedrine ilaç şişeleriyle ayakta durabilmekte. Gideon bir seçime doğru yaklaşmaktadır. Sanatı ya da hayatı...


Bundan 65 milyon yıl öncesinden, İkinci Zamanın Son Kısmı olarak adlandırılan dönemin dünyasından bir öykü anlatıyor Dinozor.Aladar adındaki Iguanodon türü bir dinozor, daha kuluçkadayken kaçırılarak ailesinden ayırılmışve uzak bir adada Lemur türü maymunlar tarafından büyütülmüştür. Çok büyük bir meteor yağmurunun başlamasıyla birlikte adadaki yaşam tam anlamıyla kaosa dönüşür. Bunun üzerine çareyi anakaraya göç etmekte bulan Aladar ve Lemur ailesinin birkaç üyesi, orada göç halindeki bir dinozor grubuna katılarak güvenli bir sığınak arayışına girerler...


Küçüklüğünden beri uzay maceralarına hayran olan Jim Hawkins,her zaman uyuduğunda okuduğu define adası adlı masala hayrandır.Bir gün bir uzay gemisinden evlerine inen yaşlı bir adam,jime bir emanet verir.Jim e bunu korumasını söyler.JİM emaneti açar ve define gezegenini keşfedr. Üvey babasıyla birlikte yola çıkarlar.Jim orada yeni dostlar,maceralar,yaşayacaktır.


Tom Jericho son derece zeki bir şifre çözücü olarak, İngiltere'nin Almanya ile savaşta ihtiyaç duyduğu dahilerden biridir, bu sebeple gelen teklif üzerine Tom, Müttefik donanmasına saldırmadan önce Enigma şifrelerini çözmek için zamanla yarışan ekibe katılma kararı alır. Günden güne çalışmalarda ters giden bir şeyler sezer. Çok sevdiği sevgilisi Claire’in ortadan kaybolması da durumu daha gizemli bir hale getirir. Tom, Claire’in ev arkadaşı Hester ile iş birliği yapıp Claire’i bulmaya karar verir, amacı entrikayı ortaya çıkarmak, ve tabii Enigma’yı çözmeye çalışmaktır. Alman Nazilerin şifreleri yeniden değiştirmeleri işleri bozarken, çok yakınında bir casus oduğunun da farkında değildir!


'Eski Açık Sarı Desene' Galatasaray penceresinden Türk futboluna uzanmayı amaçlayan bir film. Futbol sevgisiyle dolu uzun bir lig maratonunu, sahne arkasında olup bitenlerle gözler önüne seriyor. Galatasaray Futbol Takımı'nın 2002-2003 sezonuna başladığı ilk maç ile 'motor' diyen ekip bu sezonda oynanan Şampiyonlar Ligi ön eleme CSKA Sofya maçı ile son buluyor. Kamplar, antrenmanlar, maç öncesi, maç sonrası görüntüler, yolculuklar ve deplasmanlar ile geçen zorlu bir sezonu görünmeyen tarafı ile anlatan film, futbolun mutfağını, göremediğimiz yönleri ile futbolcuyu, bir sezonda yaşanabilecek sevinç, üzüntü, öfke ve heyecanı tarafsız ve yorumsuz biçimde el değmemiş görüntülerle bir araya getiriyor.
Senaryonun, senaristin, setin, ışığın olmadığı, her şeyin doğal akışında görüntülendiği belgeselin yönetmeni Ali Kazma hiçbir plana müdahale etmemiş: 'Ben kafamda kurduğum bir senaryoya göre oyuncuları yani futbolcuları, teknik ekibi, taraftarı kısaca hiç kimseyi yönlendirmedim. Filmin estetik açıdan ve anlatım açısından oluşumunu koşullar belirledi. Biz de koşullara müdahale etmeden bir dil yakalamaya çalıştık.'
Ülkemize vizyona giren ilk futbol belgeseli olan 'Eski Açık Sarı Desene', bakalım belgesel yapım alanında yeni bir kulvar açabilecek mi?


Bu etkileyici ganster klasiğinde sahne dışında da arkadaş olan James Cagney ve Pat O'Brien, kamera önüne altıncı kez geçiyorlar. Cagney'in canlandırdığı Rocky Sullivan, yeraltı dünyasındaki başarısı sonucu bir grup serserinin gözünde onu kahramana dönüşmüş karizmatik bir ghetto kabadayısıdır. O'Brien ise Sullivan'ın sonradan rahip olan çocukluk arkadaşı Peder Connollydir ve onun hükmünü bitirmeye yemin etmiştir.


Sam Montgomery, babası, estetikli üvey annesi Fionna, kötü üvey kardeşleri Brianna ve Gabriella ile birlikte San Fernando’daki evlerinde yaşar. 8 yaşına geldiğinde, büyük bir deprem olur ve Sam babasını bu depremde kaybeder. Sam tüm dersleri çok başarılı olan örnek bir öğrenci iken; üvey annesi Fionna, Sam’i babasından kalan küçük lokanta da zorla aşçı-garson olarak çalıştırmaya başlar. Bu arada Sam okuldan biriyle internet üzerinden kendisini “Princeton Girl” olarak tanıtıp sürekli sohbet etmektedir. İşin ilginç yanı kendisi de konuştuğu kişinin kim olduğunu bilmemektedir. Bu ikilinin ortek yanı ikisinin de Princeton Üniversitesi’ne kabul edilmek istemeleriydi. Ardından Sam konuştuğu kişinin okulun en yakışıklı çocuğu Austin Aymes olduğunu öğrenir.Austin babasının zorlamalarına reğmen futbolcu olmak istememektedir.Yazar olmayı çok ister ve bu hayalinin bir gün gerçekleşmesine inanır.

Bir gün Austin, Sam’i, okulda olacak cadılar bayramı partisine davet eder. Böylece hem birbirlerini görebilecekler hem de dans edebileceklerdi. Fakat Fionna Sam’i gece 12'ye kadar çalıştırmak üzere zorluyordu. Sam‘in arkadaşı Carter ve lokantadaki garsonlardan biri olan Rhonda’nın yardımıyla Sam partiye beyaz bir prenses kıyafetiyle ve bir maskeyle gitmeyi başarır. Sam gittiğinde Austin ile karşılaşır ve salonun ortasında dans ederler fakat Sam kimliğini açıklamaz. 11.45'de Sam'in cep telefonunun alarmı çalması üzerine, hızlıca oradan ayrılır. Fakat giderken telefonunu düşürür ve bunu da Austin alır. Austin onu tekrar bulmak istemektedir.

Sonraları Sam kendini Austin’e açıklamama konusunda kötü hissetmektedir. Bu arada üvey kızkardeşleri bilgisayarını karıştırır ve okulun merak ettiği 'Princeton Girl'’ün kim olduğunu öğrenirler. Bunu Austin’in yeni ayrıldığı kız arkadaşı Shelby’e söylemekte gecikmezler. Bunun üzerine Shelby Sam’in Austin’i ondan çaldığını düşünerek Sam’i okulun önünde rezil ederek, kimliğini açıklamanın planlarını yapar. Okulun kalabalık olduğu bir sırada Princeton Girl‘ün kimliğini açıklar ve herkes çok şaşırır. Bu olaylardan sonra Sam yıkılır ve işten istifa ettiğini Fionna’ya söyler ve lokantadaki Rhonda ile kalmaya karar verir. Bütün utancına rağmen bütün okulun izlediği Austin‘in oynadığı futbol maçına gider. Austin maçın ortasında oyunu bırakıp babsını aşarak tribünlere çıkar.Sam tezahüratlardan sıkılmıştır.Sam'i öper.Kalabalık da bunun üzerine onları alkışlar.

Tüm bu olaylar çözümlendikten sonra,babasının Sam küçükken verdiği masal kitabının arasında babasının gizli vasiyetnamesini bulur.Fionna’nın lokantasının aslında miras olarak Sam’e kaldığı, onun bazı belgeleri saklamakla suç işlediği ortaya çıkar. Sam ve Austin Princeton‘a kabul edilirler; Fionna ve üvey kardeşler Brianna-Daniella cezalarını lokantada çalışarak çekerler.Sonra Austin ve Sam sonsuzadek mutlu yaşarlar.


Genç Holly Hamilton (Duff) bekar annesi Jean’in (Locklear) her yeni ilişkisinden sonra yaşadığı krizler sonucu taşınma kararı almasından yorulmuştur. Annesinin yeniden kötü bir seçim yapmasını engellemek için, Holly mükemmel bir adam için mükemmel bir plan hazırlar... Jean’e romantizm yaşatacak kendine güvenini yerine getirecek gizli bir hayran.Bu sanal İlişki ilerlemeye başladığında,Holly bunu gerçeğe dönüştürmek için arkadaşının yakışıklı ve etkileyici amcasını ödünç alır.Şimdi Holly,annesinin yeni bulduğu bu mutluluğu korumak ve oyununu devam ettirmek için bir çare bir çare bulmak zorundadır...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Sarhoş Atlar Zamanı


İranlı bir Kürt ailesinin fertleri, babalarının ölümünden sonra zor şartlar altında hayatlarını sürdürmektedir ki, kardeşlerden birinin acilen ameliyat olması gerektiği öğrenilir. Henüz 12 yaşındaki Eyüp, ailenin yeni lideri olarak güç bir durumda kalmıştır.

Film, adını sözkonusu coğrafyanın zor şarlarına has ilginç bir yöntemden; ayakta kalmaları için alkol verilen atlardan alıyor. Farsça, Persçe ve Kürtçe olarak çekilen yapımın yönetmeni Ghobadi ise, ünlü Abbas Kiarostami'nin eski asistanı...


Connor O'Neil (Keanu Reeves) hayatında sorumluluk almaktan sürekli kaçınan ve zamanını spor karşılaşmalarında bahis oynayarak geçiren birisidir. Yakın arkadaşı olan bir bankerden borçlarını ödemek için yardım istediğinde arkadaşı ona artık karşılıksız para veremeyeceğini söyler. Çalışıp para kazanması gerektiğini öğütler ve ondan şirketinin sponsoru olduğu beyzbol küçükler takımının koçluğunu üstlenmesini ister. Hayatında kendisinden başka hiç kimsenin sorumluluğunu üzerine almamış olan Conor, istemeye istemeye görevi kabul eder. Şikago'nun en belalı mahallesinde bir okulda okuyan küçük zenci çocukların koçluğunu üstlenir. Zaman geçtikçe çocuklara ne kadar bağlandığını kendisi bile şaşırır. Bu 10 yaşından küçük çocuklar kendisine hayat dersi vermektedir. Olayın içine bir de genç öğretmenleri Elizabeth Wilkes (Diane Lane) girince, işler Conor için daha da ilginç olmaya başlar. Sonunda Conor aydınlanmanın ve kendini bulmanın değişik şekiller de ortaya çıkabileceğini öğrenmeye başlar.


Ajan Campbell, psikopat bir seri katilin peşindedir ve her geçen saniye önemlidir.


Yamakasi, Paris sırtlarında yaşayan inanılmaz yetenekleri olan 7 genç hakkındadır. Yamakasiler hiçbir hileye başvurmaksızın, yer çekimini hiçe sayarak binaların çatılarından, balkonlarından ve duvarlarından atlayıp sıçrarlar. Mahalledeki bütün gençler onlara hayrandır ve onları taklit etmeye çalışırlar. Yamakasilere özenen bir çocuk ağaca tırmanırken kaza geçirir. Yamakasi’lerin, işe karışması ve bir hayat kurtarmak için yeteneklerini ortaya dökmeleri gerekir.


Venedikli, 20 yaşındaki güzel Carla, erkek arkadaşı Matteo'nun gelip kendisini ziyaret etmesini beklemektedir. Carla, Matteo için bir apartman dairesi aramaktadır. Emlakçı Maria, Carla'nın karşı koyamayacağı bir şekilde ona olan cinsel ilgisini belli eder. Matteo, içinden gelen bir sesle olanları tahmin eder ve Londra gezisini iptal eder.

Carla, Matteo'nun kendisinden ayrılmasına, Maria'nın eski kocası Mario'yla yakınlaşarak tepki verir. Mario, Carla'yı çılgın bir Londra partisinde değişik erotik oyunlara dahil eder. Matteo, şüphelerine rağmen Carla'yla Londra'da buluşmaya karar verir. Oldukça dramatik bir şekilde yaptıklarını itiraf ederler ve Matteo, kıskançlığının etkisiyle Carla'yı daha tutkuyla istediğini anlar.


Film, ailesinin çiftliğinde tatilde bulunduğu bir yaz boyunca vücudunun, arzunun farkına varıp zevki keşfeden genç bir kızın hikayesini anlatıyor.

Breillat bu filmini yıllar önce zor koşullarda, düşük bir bütçe ve üç kişilik bir teknik ekiple kotarmış. Ancak film Cannes'da dağıtımcıların vetosu ile karşılaşmış ve Fransa'daki denetim kurulundan '18 yaşın üzerindekiler izleyebilir' onayını almasına karşın gösterim şansı bulamamış.


Chicago’nun yerel televizyonlarından birinde hava durumu sunucusu olan David Spritz (Cage), Chicago’lular açısından ‘olmazsa olmaz’ bir kişiliktir. O sadece güneşi, yağmuru, karla karışık yağmuru ve kar yağışını tahmin eden bir adam değil, adeta yürüyen bir ‘hedeftir’. Chicago halkı David’e sevgiyle nefret arasında gidip gelen özel bir ilgi duymaktadır. Onu ekrandan tanıyan pek çok insan, gördükleri yerde üzerine meşrubat, bira, hamburger gibi şeyler fırlatmaktan kendilerini alamamaktadırlar. David’in tek isteği ise birazcık saygıdır. Özellikle Nobel ödüllü yazar babası Robert Spritz’in (Caine) takdirini, beğenisini kazanmayı istemektedir. Onun gözlerinin içine bakacak cesareti bile kalmamıştır. Ondan bir parça saygı görmek için her şeyini vermeye hazır olan David, eski karısının gönlünü ve sevgisini yeniden kazanmaya çalışırken bir yandan da çocukları için kaygılanmaktadır. Ne zaman ortaya çıkacağını tahmin etmeye çalıştığı kasırga ve tufanların yarattığı yıkım gibi kendi yaşamı da, büyük bir felakete sürüklenmektedir.


Jack Ryan (Ben Affleck), CIA uzmanı olarak, üçüncü dünya savaşını çıkartmaya çalışan ve ellerinde bir nükleer bomba bulunan teröristleri engellemeye çalışmaktadır. Teröristlerin amacı, bombayı patlatmak ve bunu Rusların yaptığı izlenimi bırakarak Amerika'nın karşılık vermesini sağlamaktır.

Tom Clancy'nin popüler romanından uyarlanan film, özellikle içerdiği nükleer patlama sahnesi ve Amerikan başkanının yaralı görüntüleri yüzünden Beyaz Saray'dan çok tepki topladı.


Arizona’da küçük bir kasabayı insanlar için cehenneme çeviren br olay yaşanır. Kasabayı tehdit eden zehirli atıklardan, diğer canlılar gibi örümceklerde etkilenir ve hızla büyümeye başlayarak kasabaya yayılırlar. Artık, kasaba halkı bu 8 bacaklı canavarlarla savaşmak için kolları sıvamalıdır.


Yönetmen Frank Coraci
Senaryo Jules Verne, David N. Titcher
Oyuncular Jackie Chan, Steve Coogan, Steve Coogan, Robert Fyfe, Jim Broadbent
Filmin Türü Macera, Komedi
Orijinal Adı Around the World in 80 Days
Yapımcı Firma 80 Days Productions Ltd. [gb]
Yapım Yılı 2004
Yapım Ülkesi ABD / Almanya / İrlanda
Orijinal Dili İngilizce/Fransızca/almanca/Hintçe/Türkçe
Filmin Süresi 120 dakika
Resmi Sitesi http://disney.go.com/disneyvid..
Vizyon Tarihi 01.01.2005


Üzerinde uzaylılara ait canlı dokular olan bir meteor New Meksiko çölüne düşer. Bir profesör , bir yer bilim uzmanı bir itfaiyeci ve hükümetten bilim adamından oluşan bir komite, bu büyük tehlikeyi engellemeye çalışır.


Sadece görevini yerine getirmek isteyen polis memuru Orin, bu amaçla yasanın sınırlarını fazlaca zorladığından, şehrin en kötü bölgesi olan merkeze sürülür. Yeni görev yerinde bir yeraltı uyuşturucu operasyonunun izlerini fark eden Orin, gerçeği ortaya çıkarırken üniformasız birinden yardım alacaktır.


Birleşmiş Milletler’in Çin’le önemli bir zirveye hazırlandığı günlerde bu iki gücü karşı karşıya getirmek isteyenlerin komplo kurduğu anlaşılır. Bunun için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri(Donald Sutherland), gizli bir ajan olan Neil Shaw’ı (Wesley Snipes) araştırması için görevlendirir. Shaw ve patronu bu komplonun arkasında Birleşmiş Milletler’in Çin Büyükelçisi Wong’un olabileceğini düşünmektedir. Ama Wong bir suikasta kurban gider ve olayın faili olarak Shaw tutuklanır, hapishaneye götürülürken teröristler tarafından kaçırılır.Suikastın tek görgü tanığı tercüman Julia Yates’dir (Marie Matiko) ancak o da kaçırılınca Shaw’ın durumu iyice zorlaşır...


Usta kaşif Dirk Pitt (Matthew McConaughey) tarihi bir efsaneye ait bir sikke bulup, Batı Afrika’nın en tehlikeli bölgelerinde hazine avına çıkmaya karar verdiğinde hayatının da en büyük macerasına girişmiş olacaktı. Dirk ve macera arkadaşı Al Giordino (Steve Zahn), yerlilerin deyimiyle “Ölüm Gemisi”ni -gizli bir kargo taşıyan kayıp savaş gemisi- ararken, kayıp hazinenin tüm dünyayı tehdit edecek kadar büyük bir problemle bağlantılı olduğunu düşünen, zeki ve güzel doktor Eva Rojas (Penelope Cruz) ile tanışırlar.

Hiç kimsenin varlığına bile inanmadığı bu gemiyi ararken, Dirk, Al ve Eva, tehlikeli savaşçılara ve tehditkâr bölgeye yenilmemek ve sırrı çözebilmek için, zekâlarına ve cesaretlerine güvenmek zorundaydılar.

Paramount Pictures ve Bristol Bay Productions, Baldwin Entertainment Group, A. J. K Livin Production, Kanzaman Production ortaklığıyla, Breck Eisner’ın yönettiği “Sahara”yı sunar. Clive Cussler’ın romanından uyarlanan senaryo ise Thomas Dean Donelly, Joshua Oppenheimer ve John C. Richards’a ait. Lambert Wilson, Glynn Turman, Delroy Lindo ve William H. Macy gibi oyuncularında yer aldığı “Sahara”nın Amerika dağıtımını ise Paramount Pictures üstlenmiş.

Paramount Pictures, dünyanın en büyük eğlence ve medya kuruluşlarından biri olan ve ayrıca eğlence, spor, haber ve müzik prodüksiyonu, tanıtımı ve dağıtımında lider olan Viacom Inc.’in bir kolu.

Bristol Bay Productions ise, dramadan komediye, aksiyondan korkuya her türde ve her yaşta sinema izleyicisine hitap eden sinema filmlerinin üretimini, finansmanını ve prodüksiyonunu gerçekleştiren AFG (Anschutz Film Group)’nin yan kuruluşu.


23'üncü yüzyılın başları...
New York şehrinin üçüncü seviye bölgelerinden birinde mavi saçlı, mavi gözyaşı ile ağlayan bir kadın yaşamaktadır. Adı Jill Bioskop'tur. Horus ; şahin başlı tanrı, evrenin diğer ucundan onunla buluşmaya gelecektir... Fakat onun bundan henüz haberi yoktur. Lordlar Horus'u ölüme mahkum etmişlerdir. Yaşayacak sadece 7 günü kalan Horus, bu zaman içinde Jill'i şehrin labirentlerinde bulup baştan çıkarmalıdır. Bunu gerçekleştirebilmek için bir insan bedenine ihtiyacı olan Horus, eski bir politik suçlu olan Alcide Nikopol'ü seçer.Nikopol 30 yıl önce New York'un segmentlerine ayrılması ile ilgili detaylı bilgiye sahip olduğu için dondurularak cezalandırılmıştır. Horus, Nikopol ve Jill Bioskop ... Bedenleri, sesleri ve hatıraları birbirine karışmış garip bir üçlü...Beklenmeyen ve ortaya çıkan tek şey ise aşk olacaktır. Bu arada tanrıların piramidi Manhattan'ın gökyüzüne varmıştır, bu arada uzaylılar gökdelenlerin tepesinde gizli bir plan yapmakta ve birinci seviyede insan olmayan bir seri katil sokaklarda dolaşmaktadır. Tüm bun olaylar seçimlerin yaklaşmakta olduğu şehrin senatörü Kyle Allgood Jr. ve yarı hayatlı polis Jonathan Froebe'yi korkutmak ve harekete geçirmek için yeterli olmuştur...


Kibar bir kokain satıcısı olan isimsiz kahraman, yıllarca polise yakalanmamayı başarmış, işinde profesyonel bir arabulucudur. İngiliz uyuşturucu mafyasında aranan bir isim olduğundan çalıştığı süre boyunca kendisine büyük bir servet yaratmıştır ve artık emekli olmayı planlamaktadır. Ancak, öncesinde bitirmesi gereken iki görev vardır: kayıp bir kızı bulmak ve yüklü miktardaki bir uyuşturucu nakliyesini başarıyla gerçekleştirmek. Son iki görevi de diğer işleri gibi sorunsuz mu geçecektir yoksa her şey birbirine mi karışacaktır.

Son Yorumlar



Gizlilik Bildirimi - Privacy Policy