1757 yılında İngiliz ve Fransız kuvvetleri arasında Amerikan kolonileri kontrol etmek için verilen savaş üçüncü yılına girmektedir. Bu tehlikeli sınırlarda yaşayan, Mohikan Chingachgook'un oğlu olan Hawkeye bir pusuya düşen İngilizleri kurtarır. Bu kişilerin içinde Cora Munro da vardır. Hawkeye bu insanlara güvenli bir yolculuk sağlamak için onlara rehberlik etmeyi kabul eder. Ancak kader bu insanları hayatta kalmak için savaşmaya ve birbirlerine destek olmaya zorlar.
Genç bir avukat olan Jonathan Harker, görevi gereği Doğu Avrupa'da küçük gizemli bir kasabaya gelir. Burada ölümsüz vampir Drakula tarafından kaçırılan Harker, onunla birlikte Londra'ya gitmek zorunda kalır. Drakula, Harker'ın nişanlısı Mina'nın fotoğrafını görerek etkilenmiş ve genç kızı ele geçirmek istemektedir. Önce Mina'nın yakın arkadaşı Lucy'i ele geçiren Drakula'ya karşı Lucy ve arkadaşları direnmeye çalışacaklardır.
Otoriteyi simgeleyen figürlerle sürekli çatışma halinde olan 17 yaşındaki lise öğrencisi Nicole'ün durumu, kızına her zaman mesafeli davranan kongre üyesi babası Tom Oakel için tam bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Nicole'ün üvey annesi Courtney de aynı kocası gibi düşünmektedir.
Gerçek annesinden ayrı yaşamak zorunda olan Nicole, sık sık derslerini asar, bir partiden diğerine koşar ve arkadaşlarıyla gezip eğlenmekten başka şey düşünmez.
Ancak yaşadığı zenginler semti lisesinin altın çocuğu olarak bilinen atletik yapılı Latin genci Carlos Nunez'e aşık olunca, bu rüyadan sarsılarak uyanmak zorunda kalacaktır. Eğlenmek ve dikkat çekmek için başladığı bu ilişki, Nicole için yepyeni sorunların habercisi olacaktır.
Yasalara saygılı, tüm yaşamı okulu ve geleceği üzerine odaklanmış olan Carlos, şüphesiz ki Nicole'den çok farklıdır. Hiçbir şeyi umursamayan Nicole'ün ihlal edemeyeceği bir yasa yok gibidir. O, zengin semtlerin kızıdır ve sahip olamadığı tek şey, insani değerlerdir. Yoksul bir semtten gelen Carlos'unsa sahip olduğu insani değerlerin dışında hiçbir şeyi yoktur.
Bütün bunlara rağmen devam eden ilişkileri, sınıf farklılıklarına büyük önem veren sistemin engeline takılır. Ne Nicole'ün arkadaşları, ne de Carlos'un ailesi durumdan hoşnut değildir. Herkesin onları ayırmaya çalıştığı bir noktada Carlos ile Nicole çok önemli bir kararın eşiğine geleceklerdir.: Ya giderek ağırlaşan problemlere teslim olup ayrılacak, ya da ilişkilerini sürdüreceklerdir...
Brian adında bir bebek İsa'yla aynı gece doğdu. Büyüdü, büyüdü daha da büyüdü ve oldu Brian isimli bir oğlan. Brian adındaki oğlan büyüyünce Brian adında bir delikanlı oldu, kesinlikle Brian denen bir kız değildi.
İngiliz komedisinin belkide en çok tartışmaya yol açan filmi Brian'ın Hayatı, İsa'yla aynı gece doğan köylü bir çocuğun uzun hikayesini anlatıyor. Hayatları kesiştikçe kahkalar yükseliyor.M.S 33 yılında geçen filmde sahte mesih Brian sizleri kahkahalara boğuyor.
Efsanevi İngiliz komedi grubu Monty Python'ın gelmiş geçmiş en komik filmlerden birine imza attığı yapım.
Robert Neville başarılı bir bilim adamıdır ve insanlığı yok edeceğine inanılan,önüne geçilemez tehlikeli virüs ona bulaşmamıştır. Virüs çok kısa bir zamanda insanların ölümüne sebep olmuş, sonuçta Neville New York'ta hayatta kalan tek insan olmayı başarmıştır. Ancak Neville'in durumu çok zordur çünkü belki de dünya üzerindeki tek insan kendisidir. Üç yıl boyunca dolaşmakta, yaydığı radyo mesajları ile hayatta kalan insanlara ulaşmaya çalışmaktadır.
Herhangi bir canlıya rastlayamayan Neville aslında yalnız değildir ve her hareketi izlenmektedir. Salgından sağ kurtulan eski insan-yeni mutantlar Neville'in ölümcül bir hataya düşmesini beklemektedirler.
1800'lerin Japonyası'da Sanjuro isimli gezgin bir samuray, iki rakip çetenin arasında bölünmüş bir kasabaya gelir. Bir sokak savaşında yeteneklerini sergiledikten sonra, en fazla parayı veren tarafa kılıcını kiralar.
Alçak ruhlu ve hain insanlar olan taraflar, Sanjuro'ya ihanet ettikçe o taraf değiştirir. Böylece iki tarafı birbirine kırdırtarak kasabayı bu musibetten temizlemeye başlar. Ancak suç lordlarından birinin kardeşi olan Unosuke kasabaya geldiğinde işler değişir. Zira genç adamın elinde o zaman için görülmemiş güçte modern bir silah vardır: bir tabanca!
Ailesine ait restoranda çalışan Ian (McGregor) ile araba tamircisi Terry (Farrell) orta halli bir aileye mensup iki kardeştir. Sürekli zengin olma hayalleri kuran iki kardeşin durumu Terry (Farrell)’nin kumarda yüklü bir para kaybedip borca girmesi ile daha da çıkmaza girmiştir.
İki kardeş, içinde bulundukları zor durumdan kurtulmak ve hep hayal ettikleri gibi zengin bir hayat yaşamak için her şeyi yapmaya hazırdırlar. Buna cinayet işlemek de dahil...
Tesadüfen tanıştıkları güzel oyuncu adayı Angela (Hayley Atwell) zaten zor durumda olan iki kardeşin arasına girerek ilişkilerini bozar ve işler iyice içinden çıkılmaz hale gelir...
Köyünde huzur dolu bir yaşamı olan Ashitaka, bir gün ormandan kötü bir varlığın gelmekte olduğu fark eder. Ormanın sınırından hızla çıkan Orman Tanrısı, değdiği her şeyi yok ederek ilerlemektedir. Köyünden küçük bir kızı kurtarmak için, canavara dönüşmüş olan Orman Tanrısı'na saldıran Ashitaka, mücadele sonunda canavarı öldürür ama ölümcül bir yara alarak lanetlenir.
Bu lanetten kurtulmak için bir yol aramak üzere köyden ayrılan Ashitaka, kendisine yardım edebileceğini umduğu Ormanın Ruhu'nu aramaya başlar. Ancak Ormanın Ruhu'nu arayan başkaları da vardır: Lady Eboshi ve Irontown sakinleri. Lady Eboshi ve Prenses Mononoke arasındaki savaşta kazanan olmadığını ve hem insanların hem de doğanın zarar gördüğünü fark eden Ashitaka, onları durdurmaya çalışacaktır.
Dünyanın sular altında kaldığı bir gelecekte insan ırkı hayatta kalma mücadelesini köhne sandallarda ve geçici, yerleşik olmayan şehirlerde sürdürmektedir. Sadece birkaç insan ısrarla “Dryland” adı verilen efsanevi bir bölgede yaşamayı sürdürmektedir. Bu gizemli bölgenin nerede olduğunu arayan şeytani Deacon (Dennnis Hopper) genç Enola ve annesi Helen’ın yaşadığı şehre saldırır.
2013 yılında, savaş sonrası, günlük yaşam altüst olmuştur. Toplum, pek çok ilkel kabilelere bölünmüştür. Bu kabileler, bir yandan da birbiriyle iletişim kurmaya çalışmaktadır. Toplum, başında General Bethleyhem'in (Will Patton) bulunduğu Holnists adlı bir ordu tarafından tehdit edilmektedir. Ancak, bu durum beklenmeyen bir kahramanın ortaya çıkması ile bozulur. Bu kişi, getirdiği mektuplarla umudun sembolü olan, geçmişteki insanlar ve kişilerle bağlantıya geçilmesini sağlayan 'Postacı'dır.
Etiketler: Aksiyon, Bilim Kurgu, Dram, Macera 0 yorum
Chuck Barris, büyüyen televizyon endüstrisi içinde genç, enerjik, daikkatini odaklayabilen ve kariyerinin zirvesinde biridir. Ancak, kendisini yoldan çıkaran ve onu gizli bir o kadar da tehlikeli bir dünyaya sürükleyen kuşku dolu bir diğer yanının farkına varır ki, o bir CIA ajanıdır. Barris, dinamik bir televizyon programının yapımcılığı ile entellektüel kesimin olumsuz tepkisine hedef olurken, bir yandan ilk kez denen ve değişik bir format içinde olan popüler televizyon oyunu 'Newlywed Game'i yaratmakta, diğer yandan düzenli olarak Amerikan Hükümeti adına suikastler gerçekleştirmektedir. bu gizli dünyasını yükselen reytinglerle gizleyen Barris 'The Dating Game' şovuyla kazanan yarışmacı çiftleri, ya 'Muhteşem Helsinki'ye, ya da 'Romantik Berlin'e rüyalarının tatilini gerçekleştirmek üzere göndermektedir. bilinmeyen gerçek, çiftlerin gönderildikleri yarin Paris olmadığıdır . Çünkü üçkağıtçı Barris'in gerçek amacı, kendi gizli görevini bu şekilde kılıfına uydurmaktır.
Sahip olduğu bu iki ayrı eğlence ve casusluk dünyasının romantik çekiciliğinde rehavete kapılan Barris, kontrolünü kaybetmesi ve olayların sarpa sarmasıyla; fantezilerinin gizemli kadını ve kendisine gerçekten aşık bir başka kadının aşkı arasında kalır. Daha sonra Barris, 'hastalık bulaştırıcı bir mikrop' şeklinde itham edilmeye başlanırç Sonrasında ise hain bir çalışanının onu ele vermesi ile kendini bir kaosun ortasında bulur.
Barris, hayatının kontrolünü tekrar ele almak zorundadır. Her iki hayatının kontrolünü de...
Detroit'te yaşayan insanlar için 8 Mil bir sınır, şehir limitidir. Bu çizgi ayrıca Jimmy Smith Jr için nerede ve kim olmak istediğini ayıran çizgidir. Detroit'in sokaklarında Jimmy'nin başarıya ulaşması hiç kolay olmayacaktır. Kadroda multi-platinyum popçu Eminem (ilk başrolü), Kim Basinger (Annesi), Mekhi Phifer, Brittany Murphy ve Eugene Byrd var.
Los Angeles, 2008. Şehir, sosyal, ekonomik ve çevresel bir felaketin eşiğinde duruyor. 4 Temmuz kutlamaları için hazırlıklar son 3 gününe girmiştir. Hafıza kaybı sorunu yaşayan Boxer Santaros'un yolu, kendi TV programını hazırlamaya çalışan yetişkin filmlerinin ünlü oyuncusu Krysta Now'la ve polis Hermosa Beach'le çakışır.
Etiketler: Bilim Kurgu, Dram, Komedi, Müzikal 0 yorum
Trevor Reznik adlı bir makine operatörü uyuma yeteneğini kaybeder. Fakat bu sıradan bir uykusuzluk sendromu değildir. Aşırı yorgunluk ve uykusuzluk yüzünden fiziksel sağlığı ve akli dengesi bozulmaya başlar. Yanında çalışanlar en başta görünüşündeki tuhaflıktan ötürü ondan ürkmeye başlarlar ancak dükkanda onun da karıştığı bir kaza sonucu adamlardan biri kolunu kaybedince adamları karşısına almış olur. Kaza yüzünden Trevor’ı suçlarlar. Artık hem kendisi hem de diğerleri için bir engel haline gelmiştir ve adamların tek isteği Trevor’ın gitmesidir.
Çalışanların onun işten atılması için komplo kurmaya başlamalarını anlayınca Trevor’ın suçluluk duygusu zamanla şüphe ve paranoyaya dönüşür, acaba daha kötüsünü mü beklemelidir? Önce evinde gizli notlar bulur. Tüm bu gizemler, Trevor’ı delirtmek için kurulmuş bir entrikanın parçaları mıdır? Yoksa her şeyin sebebi aşırı uykusuzluk ve yorgunluk mudur?
Olup bitenleri anlayabilmek için meydana gelen tuhaf olayları araştırmaya başlayan Trevor’ın hayatı uykusuz bir kabusa dönmeye başlar. Daha fazla öğrendikçe aslında daha azını bilmiş olmayı tercih eder.
Etiketler: Dram, Gerilim, Gizem, Psikolojik 0 yorum
Michael Clayton, New York'un en büyük şirket hukuku firmalarından birinde 'sorun çözücü' olarak çalışmaktadır. Firmasına sıkı sıkıya bağlıdır çünkü bir boşanma, kumar alışkanlığı ve başarısız bir iş kurma girişimi onu dağ gibi bir borçla baş başa bırakmıştır. Öngörülemeyen bir felaketi düzeltmesi için görevlendirilen Michael Clayton, bu süreçte nasıl bir adama dönüştüğü gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır.
New York, November 1988: Yeni bir uyuşturucu türü tüm şehre yayılmış ve bugüne kadar görülmemiş vahşette bir suç dalgasına neden olur. Yeni yasalar doğrultusunda, yeterince adam ve silah kullanamayan polis, ayda iki elemanını kaybeder duruma gelir.Hem suçluları hem suçsuzları yutan acımasız bir savaş başlamıştır.
Bobby Green (Joaquin Phoenix)çapraz ateş altında kalmıştır.Brighton Beach’te, akıl hocası Marat Buzhayev’e (Moni Moshonov) ait olan veBuzhayev’in yeğeni Vadim Nezhinski (Alex Veadov) gibi gansterlerin takıldığı bir rus gece kulübünde müdürlük yapan Bobby, bu dünyadan uzak durmaya, dönen kirli işlere karışmamaya çalışır. Rahatına düşkün, ahlak dışı hayat tarzına rağmen kızarkadaşı Amada’ya (Eva Mendes) tutkuyla bağlıdır ve Manhattan’da Buzhayev adına yeni bir gece külübü açmayı arzulamaktadır.
Öte yandan, Bobby’nin bu insanlardan özenle sakladığı bir sırrı vardır.Ağabeyi, efsane Polis Şefi babaları Bert Grusinsky’nin (Robert Duvall)izinden gitmiş olan Polis YüzbaşıJoseph Grusinsky (Mark Wahlberg)’dir. Bobby’nin babası ve ağabeyi ile olan gergin ilişkisi,babasıBert’ünbir savaşın içinde olduklarını söyleyerek, onu artık hangi tarafta olacağına karar vermeye zorlamasıyla bir kez daha sınanmaktadır.
2007 Cannes Altın Palmiye ödülü sahibi, festivalde büyük beğeni toplayan “4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün”de Romanyalı yönetmen Cristian Mingui, süssüz, neredeyse çiğ bir gerçekçilikle, istenmeyen bir eylemin bireysel sonuçları üzerinden totaliter bir toplumdaki soğukkanlı adalet anlayışını ifşa ediyor. “Altın Çağ’dan Öyküler” başlıklı toplayıcı bir projenin parçası olarak tasarlanan ve şehir efsaneleri ve bireysel zorluklar etrafında gelişen anlatılardan yararlanarak komünizm dönemi Romanya’sının sivil tarihine öznel bir bakış geliştiren film, rejimin son yıllarında Romanya’da küçük bir kasabada yaşayan iki oda ve okul arkadaşı Otilla ve Găbiţă’nın öyküsünü beyazperdeye taşıyor.
İstemediği bir gebelikten muzdarip olan Găbiţă Otilia’dan yardım ister. Otilia Găbiţă için ucuz bir otelde bir oda kiralar ve Găbiţă, hatasını temizleyecek olan kürtajcı Mr. Bebe’yi beklemeye başlar. Găbiţă cezadan ve horgörüden kaçmak için herşeyi yapmaya hazırdır fakat hiçbirşey göründüğü kadar kolay olmayacaktır.
Henüz 10 yaşında iken bir kızı öpmediği için lanetlenen Charlie Kagan'ın bütün yaşamı alt üst olur.
Onunla beraber olan her kadın bir süre sonra çekip gitmektedir. Üstelik bu gidişin ardından doğru kişiyi de bulmaktadır.
Çünkü kadınlara göre, Charlie ile beraber olan her kadın bir süre sonra hayatının aşkına kavuşmaktadır.
Charlie bu tuhaf lanetten kurtulmaya karar verir...
Chris Nielsen ve karısı, Annie kaçınılmaz bir şekilde birbirine bağlanmış olan, birbiri için yaratılmış bir çifttir. Bir otomobil kazasında çocukları öldüğünde Chris`in tutkusu ve şefkati Annie`yi yaşama bağlayan tek şey olarak kalır. Bir gün Chris de öldüğünde, acıya dayanamayan Annie kendi canına kıyar. Sevgilisine her ne pahasına olursa olsun bağlanmış olan Chris, Cennet`i terkeder ve karısıyla birlikte olmak için Cehennem`in derinliklerine doğru bir yolculuğa başlar.
FBI'ın seri katillerin profilini çıkarma konusunda uzmanlaşmış özel birimi 'Beyin Avcıları'na katılmak isteyen bir grup genç ajan, uzun bir eğitimin son aşamasındadır. FBI içinde farklı eğitim yöntemleriyle ün salmış Ajan Harris onları, özel olarak hazırlanmış ve daha çok donanma eğitimleri için kullanılan bir adada bir tür 'seri katil simülasyonuna' tabi tutar. Bu esnada, İç İşleri Bakanlığı'ndan, Ajan Harris'in sert yöntemlerini araştıran bir müfettiş, kimliğini gizleyerek gruba katılır. Ancak ajanlar bir süre sonra, yakalamaya çalıştıkları seri katilin basit bir bilgisayar programı olmadığını anlayacaklardır. Bir bir ölmeye başlayınca, katili kendi içlerinde aramaya başlarlar. Ekip dayanışması yerini şüphe, korku ve öfkeye bırakmıştır.
Yunan sinemacı Theo Angelopoulos'un bu dramatik yapıtı sürgün, ayrılık, dünya savaşlarını işliyor ve üçlemenin ilk filmi. Triloji, 'Üçüncü Kanat' ve 'Dönüş' ile tamamlanacak.
Ağlayan Çayır, Eleni'nin çocukluğunda evlat edinilmesi, ilk gençlik dönemi ve aşık oluşu, anne oluşu ve sonunda herşeyini yitirip yalnız kalışının hikayesi.
Etiketler: Dram, Psikolojik, Romantik 0 yorum
İrlanda'ının batı kıyısında geçen bir aşk hikayesi.
Ev sahibi ile arasında çıkan anlaşmazlığı halletmeye hevesli fakir kiracı Joseph Donnelly(Cruise)kendini ev sahibinin kızı Shannon'a (Kidman) Amerika yolculuğunda eşlik ederken bulur. Boston'da boks müsabakaları'nda zafer kazanan Joseph'in mutluluğu fazla uzun sürmeyecek ve demiryolu'nda çalışmaya başlayacaktır. Destansı bir anlatımla süslü,görkemli bir film.
Shakespeare’in Kral Lear’inde, 16. yy’ın yaşlı lordu Lear krallığını üç kızı arasında paylaştırmaya karar verir. Her biri ülkenin üç farklı yerindeki kalelerde yaşayarak sadakatlarini kanıtlayacaklardır. Büyük kızları menfaatleri için sahte bir samimiyet içine girerken, babasına duyduğu bağlılıkla en küçük kızı O’nun gerçekleri görmesi için uğraşır.
Ran İngiliz edebiyatına ait bu eserinin Japon uyarlaması. Orjinalindeki kız çocuklar erkek olarak değiştirilmiş ve Kral Lear karakteri de Lord Hidetora Ichimonji olarak karşımıza çıkıyor.
İyi yürekli bir sokak serserisi, kör bir çiçek satıcısına aşık olur. Kıza kendisini zengin bir adam olarak tanıtır. Sonradan hayatını kurtardığı bir milyonerin ona arkadaşça davranıp sözler vermesinden cesaretlenir. Adamın kapısını aşındırıp, sevdiği kızın gözlerinin görmesi için gerekli ameliyat parasını ödünç alabileceğini sanır. Oysa varlıklı insanlar abartılı bir kibarlık içerisinde, ikiyüzlü bir yaşam sürmeye alışkındırlar.
David 'Noodles' Aaronson ve arkadaşları 20'lerin New York'un da beraber büyümüşlerdir. 30'larda gangster dünyasında fırtına gibi esen sıkı dostlar zamanla dağılırlar. Fakat 60'ların sonunda Aaronson New York'a geri dönecek ve geçmişiyle yüzleşecektir.
Birlikte büyüyen bir grup Yahudi arkadaşın, gangster dünyasına adım atmasıyla geçirdiği aşamaları ve sonrasını konu edinen film, Spagetti Western'lerle ünlü Sergio Leone'nin çoğu İtalyan bir ekiple, bir çok sahnesini Avrupa'da çektiği bir yapım. Hollywood'un yazılı olmayan kurallarının işlemediği, ahlak muhasebesi ve dersler içermeyen, duygusal olabildiği kadar sert de olabilen bir film. Nihayetinde unutulmaz müzikleri ve Robert de Niro'lu kadrosuyla da çoktan klasikler arasında yerini almış durumda.
Junior ve Babası Ben Cold River'tan Mortville'e taşınmışlardır. Gayet mutlu bir ilişki içerisindeyken, babasının yeni bir anne bulmak için arayışa geçmesiyle, Junior tekrar bir tehlike oluşturmaya ve babasının randevu girişimleirni baltalamaya sabote etmeye başlar. Ben okul hemşiresi Annie'ye aşık olur. Fakat daha kötü bir durum söz konusudur. Annie'nin Trixie isminde Junior'dan daha baş belası bir kızı vardır ve o da tıpkı junior gibi annesinin randevu girişimleirni sabote etmektedir. Bu sırada Ben Lawanda Dumore isimli Mortville'in en zengin kadınıyla karşılaşır. Lawanda Ben'e deliler gibi aşık ve Junior'u bağdat ta yatılı bir okula gönderecek kadar tutkuludur. Bu durumda Junior'ın biraz yardıma ihtiyacı olacaktır.
Junior, bugüne kadar evlatlık verildiği her aile tarafından, çocuk esirgeme kurumuna geri gönderilmiş, sabıkalı ve tehlikeli bir baş belasıdır. Rahibelerin yurdunda onların ve kalan diğer çocukların başına bela olmaktadır. Ta ki Ben Healy ve eşi Flo tarafından evlat edinilene kadar. Çift Junior sayesinde mahalledeki çocuklu çiftler tarafından kabul edileceklerine sevinirken, başlarına nasıl bir problem açtıklarının farkında değildirler.
Nazi Almanya'sının tıpkısının aynısı bir başka diktatörlükte, kararları ve yönetimi ile ülkesini kırıp geçiren Diktatör Adenoid Hynkel, ülkede kendisine ikizi kadar çok benzeyen son derece saf karakterli bir Yahudi berberin yaşadığından habersizdir.
Hynkel'in askerleri Yahudileri teker teker toplama kamplarına götürmek üzere toplarken Yahudi Berber'in Hynkel'e olan benzerliği nedeni ile onu Büyük Diktatör zannederler ve bu benzerlik büyük bir karışıklık yaşanmasına neden olur.
Charles Chaplin'in Nazi Almanya'sını ve Hitler'i hicvettiği bu eğlenceli komedi, sinema tarihinin en başarılı hiciv örnekleri arasında yer alıyor.
Artık ünlü bir yönetmen olmuş Salvatore, 30 yıl sonra bir arkadaşının öldüğü haberi üzerine doğduğu kasabaya geri döner. Kasabaya geldiğinde eski anıları canlanan Salvatore, Cinema Paradiso isimli sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfred ile ilişkilerini hatırlar.
Küçük bir çocuk olan Salvatore, günlerini Alfred’in yanında geçirmekte, filmlerle ilgili konuşmakta ve Alfred’in sinema konusunda deneyim ve bilgilerinden yararlanmaktadır. Babacan tavırlarıyla Salvatore’nin hayatında önemli bir yere sahip olacak Alfred sayesinde sinemaya olan aşkını ve tutkusu keşfedecektir.
Sıcaklığı ve anlattığı yazlık sinema kültürüyle de Türk sinema kültürüne yakın bir noktada duran Giuseppe Tornatore’un başyapıtı Cennet Sineması, 1989 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanmasının ardından Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı'nı da ülkesine götürmüştü.
Washington’da senatörün ölmesinin haberi tüm eyalette yayılmıştır ve Senator Joseph Paine’in medya patronu Jim Taylor‘dan istediği geçici göreve gelecek kişi için işlerine pek karışamayacak birini bulmasıdır. Jefferson Smith Boy Rangers’ın başkanı, dürüst ve idealleri olan biridir ve bu istek için biçilmiş kaftandır. Ne var ki, Washington entrikaları içinde Jefferson’ın dürüstlüğü ve kendini insanlara adaması bazı değişimlere sebep olur.
New York'ta büyük bir sigorta şirketinin 31.000 çalışanından biri olan C.C.'Bud' Baxter (Jack Lemmon) Manhattan'daki bekar evini şirketin üst düzey yöneticilerinin kaçamakları için kullanmalarına izin vermesi ile başarı basamaklarını olduğundan daha hızlı bir şekilde tırmanmaya başlar. Sonunda şirkette ikinci idareci asistanlığına kadar terfi eder. Durumdan yararlanmak isteyen başka yöneticiler de apartmanın anahtarını istemeye başlayınca trafik biraz sıkışır ve Baxter kendi dairesini neredeyse kullanamaz hale gelir. Son olarak şirketin patronu Jeff Sheldrake (Fred MacMurray)'ın Baxter'ın garsoniyerine götüreceği kızın, kendisinin de hoşlandığı asansör görevlisi Fran Kubelik (Shirley MacLaine) olduğunu öğrenmesi Baxter'ın kalbini kırar ama yine de evin anahtarını patronuna verir. Kubelik patronların eve 'attıkları' diğer kızlardan farklıdır. Gösterişsiz ve sessizdir. Masum ve melankolik bir görünüşü vardır, yaptığının farkında değildir sanki. Baxter umutsuz bir sevgi arayışı içindeki bu kıza tutulur. Sonunda bu yozlaşmış dünyanın başarısızlığa uğramış iki günahsızı Baxter ve Kubelik, bu badireyi tek parça halinde atlatmayı başarırlar.
Xi nin ismi Xixo olmuştur. Xixo'nun iki çocuğu Kalahari'de büyük bir kamyonu keşfetmeye çalışırken, çocuklardan biri kamyon hareket ettiğinde zıplayamamış ve kamyonun içinde kalmıştır. Babaları Xixo onları bulmak için uzun bir yola başlar. Bu arada kamyondaki batılılarında planladıkları başka şeyler vardır.
Xi ve kabilesi medeniyetten bihaber, batı kültürüne zıt ütopik yaşamlarını sürdürürler ta ki bir uçaktan atılan Coca-Cola şişesiyle karşılaşana kadar. Coca-Cola şişesinin Tanrı tarafından gökyüzünden onlara gönderildiğine inanırlar. O ana kadar alet edavat olarak hayvan kemiği ve ağaç dallarını kullanmakta olan kabile üyeleri Coca-Cola şişesini günlük işlerinde kullanmaya başlarlar. Ancak bir süre sonra şişeyi aralarında paylaşamaz raddeye gelirler. İlk başta Tanrı'nın nimeti olarak gördükleri bu şişe zaman içinde kabile mensupları arasında geçimsizlik, kıskançlık ve nefret gibi daha önce hiç tatmadıkları negatif duygularla karşılaşmalarına neden olur. Tek dişi kalmış canavarı, medeniyeti simgeleyen Coca-Cola şişesi daha önce hiç yüzyüze gelmedikleri bu negatif duyguları tatmalarına neden olur. Bu durum karşısında Xi dehşete kapılır ve şişeyi kaptığı gibi dünyanın öbür ucuna doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Amacı dünyanın kenarına vardığında şişeyi aşağıya atmak ve ondan ilelebet kurtulmaktır. Ancak bu yolculuğu sırasında Xi'yi birçok sürpriz bekler.
Barry B. Benson (Cem Yılmaz), üniversite mezunu genç bir arıdır. Ancak yaşadığı arı kovanına dönünce onu bekleyen tek kariyer seçeneğinin bal yapmak olduğunu görünce hayal kırıklığına uğrar. Kovandan çıkıp New York’a yolculuk yaptığı bir günde ölümün eşiğine gelen Barry’nin hayatını Vanessa (Aysun Topar) adlı bir çiçekçi kadın kurtarır.
İkisi arasında sağlam dostluğa dayalı bir ilişki gelişirken genç arı Barry, arıların ürettiği ballara insanların zorbalıkla el koyduğunu ve sonra da afiyetle yediğini keşfeder. Bunun üzerine insanlara karşı dava açmaya karar verir. Ancak Barry’nin bu girişimi sonucunda insanlarla arılar arasında şiddetli bir çatışma başlayacak, genç arımız bu meydan savaşının tam ortasında kalacaktır.
The Dark is Rising; 11 yaşına bastığında karanlık güçlere karşı savaşan ölümsüz savaşçıların sonuncusu olduğunu keşfeden Will Stanton adında bir çocuğun yaşadığı fantastik olayları konu alıyor. Will doğuştan sahip olduğunu öğrendiği inanılmaz güçlerle doğmuştur ve bu tanrısal güç sayesinde bir kahraman olacaktır.
Bir işaret avcısı olan Will altı büyülü işareti bulmalı ve Karanlık ile aydınlık arasındaki savaşta ölümsüzlere bu işaretlerle yardımcı olmalıdır. Will’in macerası ve işaretleri bulma çabası onu tehlikeler, mucizeler ve ödüllerle donanmış bir yola sürükler. Bu macera boyunca düşmanları ve müttefikleri olacak ve işaretleri bulması düşmanları tarafından engellenmeye çalışılacaktır. Will bundan yüzlerce yıl önce Kral Arthur tarafından yapılan son savaş hakkında da çok önemli bilgilere ulaşacaktır.
Ann (Naomi Watts), George (Tim Roth) ve oğulları Georgie (Devon Gearhart) kısa bir tatil için göl kenarındaki yazlık evlerine giderler. Vardıklarında komşuları Fred ve Eva’de bir gariplik sezerler. Ertesi sabah golf oynamak üzere sözleşmişlerdir. George ve Georgie yelkenli teknelerini tamir ederken, Ann de yemek yapmaya koyulur. Bu sırada Eva’ların misafiri olarak tanıştıkları genç ve kibar görünümlü Peter (Brady Corbet) Ann’den yumurta istemey gelir. Birden, Peter’ın içeriye nasıl girdiği konusunda şüphelenen Ann yumurtaları vermekte tereddüt yaşar ve bu, aile için gerilim dolu saatlerin başlangıcı olur.
Washington Irving'in klasik 'Sleepy Hollow Efsanesi' isimli romanından sinemaya aktarılan filmde, 1799 yılında New York'dan bir olayı araştırmak için Sleepy Hollow köyüne gelen polis müfettişi Ichabod Crane (Johnny Depp)'in şahit olduğu ve çözmeye çalıştığı garip bir olay anlatılıyor.
Küçük kasabada insanlar esrarengiz şekilde öldürülmektedir. Yöre halkı cinayetleri yıllar önce kafası kesilerek öldürülen bir süvarinin işlediğine inanmaktadır.
Polis Crane buna inanmaz ve Katrina Van Tassel (Christina Ricci) ile beraber katilin peşine düşer.
FBI ajanı Chester Desmond, Twin Peaks isimli bir kasabadaki cinayet olayını araştırmak üzere görevlendirilir. Ceset Laura Palmer isimli bir lise öğrencisine aittir. Olayı araştırmaya başlayan Desmond, Palmer'ın lisenin en popüler genç kızı olduğunu öğrenir.Herşeyiyle sağlıklı ve normal bir hayat sürdüğü izlenimi veren, okulun en yakışıklı öğrencisi Bobby ile sevgili olan Laura, herkesten sakladığı bir sırra sahiptir. Bunu en iyi arkadaşı Donna bile bilmemektedir.
Etiketler: Dram, Gerilim, Gizem, Psikolojik 0 yorum
Babasından nefret eden bir adamla şans eseri trende karşılaşan ünlü bir tenisçinin trendeki macerasıyla başlayan filmde, trendeki şahıs tenisçinin hayatını gazete ve dergilerden bilmektedir ve karısıyla boşanmak istediğini okumuştur. Çapraz cinayet önerisinde bulunan yabancı, onun kendi babasını, kendisinin de onun karısını öldürmesini teklif eder. Trendeki yabancı bunu uygulamıştır fakat tenisçi yapmamıştır. Cinayete zorlanan tenisçinin hikayesi devam edecektir.
Buzz Lightyear adlı yeni çıkan oyuncak, Andy'e hediye edilir. Oyuncağı çok seven Andy, eski gözdesi Şerif Woody'e olan ilgisini yitirir. Bir gün Buzz yanlışlıkla pencereden aşağı uçunca, herkes Woody'nin onu öldürdüğüne inanır. Woody, kendisini kurtarabilmek için Buzz'ın arkasından giderek onu geri getirmeye karar verir. Fakat ikiliyi dış dünyada büyük tehlikelerle dolu maceralar beklemektedir.
Ernest'la (Bruce Willis) evli olan Helen (Goldie Hawn), arkadaşı Madeline (Meryl Streep) yüzünden cehennem hayatı yaşıyor. Madeline, ondan daha güzel, daha zengindir. Ernest, Helen'i bırakıp Madeline'la yaşamaya başlıyor. Madeline'dan öç almak isteyen Helen, yaşlanmaya karşı bir ilaç buluyor. Sırrını öğrenen Madeline da bu ilacı alıyor ve ikisi Ernest için amansız bir savaşa giriyorlar. Ancak bu ilaçla birlikte ölümsüzleşen iki kadın için hayat artık aynı olmayacaktır.